Baki
ERDOĞAN
Şehit Düştüğü Tarih: 22 Ağustos 1993
Şehit Düştüğü Yer: Aydın
Doğduğu Tarih: 1964
Doğduğu Yer: Sıvas, İmranlı, Karacaören köyü
Mezar Yeri: Karacaören köyü Mez. İmranlı, Sivas
Aydın
polisi tarafından işkencede katledildi.
ÖRNEK BİR DEVRİMCİ, DİRENİŞÇİ:
BAKİ ERDOĞAN
10
Ağustos gecesi veya 11 Ağustos günü örgütümüzün Ege Bölgesi siyasi sorumlusu
Baki ERDOĞAN gözaltına alındı... Oligarşinin sicilli işkencecileri tüm işkence
maharetlerini göstermelerine rağmen onun ağzından örgütümüze ait bir sır
alamıyorlardı... Oligarşinin işkencecileri her zamanki gibi hilekar
ve sahtekardılar. 10 veya 11 Ağustos günü gözaltına alınmasına rağmen 18
Ağustos günü gözaltına alındı diye gösterdi ve beş gün sonra "solunum
yetersizliğinden öldü" diye açıkladılar. Burjuvazinin utanma duygusu,
ahlakı olamazdı. Bu hile ile işkence sürecini uzatma ve gözaltını resmi
belgelere geçirmeyerek ölüm tehdidini kullanmak istiyordu. Ama Baki bu
tehditlerle teslim alınacak bir devrimci değildi... Halkını, ülkesini, örgütünü
her koşulda savunmanın bir erdem ve görev olduğunu bilerek işkencecilere
direndi, davasını son nefesine kadar savundu...
Baki,
1964 yılında Sivas'da yoksul Kürt bir ailenin çocuğu
olarak dünyaya geldi. Ailesi yoksulluk nedeniyle Muğla'ya göç etmek zorunda
kaldı. Bu yoksulluk nedeniyle Baki de daha çocuk yaşlarda yaşam kavgasının
içine girdi, çeşitli işlerde çalıştı... Ve yine bu süreçte devrimcilerle tanıştı...
Ezilmişliği, yoksulluğu, haksızlıkları tüm hücrelerinde hissetti...
12
Eylül sonrası bir kısım yılgınlar çevresi onun mücadeleye erken katılmasını
engellediler. Ama sınıf kiniyle dolu Baki bu çevrenin barikatlarını aşarak
1987'de ilk öğrenci hareketlerine katıldı. Aydın'da Turizm Otelcilik Meslek
Yüksek Okulu Öğrenci Derneği'nin kurucuları arasında yer aldı.
1989'a
gelindiğinde artık daha bilinçli olup, devrimci mücadelede kesin tercihini yapmış
durumdaydı. Dev-Genç saflarına katıldı... Daha sonra TÖDEF kurucuları arasında
yer aldı. Kişiliği, yaşamı, her şeyi başkaydı artık... Geleceğe, hareketine
umutla güvenle bakmaktaydı... 1991 sonlarına kadar TÖDEF Bölge Temsilciliği dahil çeşitli görevler üstlendi. Tüm görevler onun için kutsaldı...
1991 sonunda Aydın ve Denizli çevresi ilişkilerinden sorumlu olarak yeraltında
istihdam edildi. Sürekli öğrenmeye ve eleştiriye açık mütevazı kişiliğiyle
hemen tüm görevlerini hızla kavradı ve sürekli bir gelişme grafiği çizdi. O
pratik faaliyetin tüm yoğunluğuna rağmen teorik gelişmesini hiç ihmal etmedi.
Bu özelliği onun sabrı, mütevazılığı, kararlılığı ve insana değer veren özellikleriyle
birleştiğinde ikna yeteneği yüksek, sevilen, güven veren bir yönetici tipi
çizdi...
Devrimci
hareket onun bir parçasıydı... O devrimci hareketle birlikte yeni bir kişilik
kazanmış ve Devrimci Solcu olmanın onurunu ve hazzını bilen biriydi. Darbecilik
pisliğini duyduğunda tereddütsüz hareketi sahiplendi.
Bölgede
çeşitli gelişmelerden, operasyonlardan sonra daha ileri sorumluluklar aldı.
1993 Haziran'ında Ege Bölgesi siyasi sorumluluğuna atandı. Yaşanan süreçte
aldığı görevinin ağırlığının bilincindeydi ve sürecin zorlu geçeceğini
biliyordu. Ama o Devrimci Sol'u içselleştirmiş bir insandı. "Biz her
zorluğu aşacak güç ve inançtayız" diyerek yeni görevine dört elle
sarıldı... Gece-gündüz iller arasında yolculuk yaparak ilişkileri düzenlemeye
çalıştı... Yoksulluğa, olanaksızlıklara alışıktı... Bütün olanaksızlıkların
üstesinden gelmek ve görevleri başarmak gerekiyordu. Bir tek evin, yol
parasının dahi olmadığı koşullarda sızlanmadı, olmaz demedi... Gün geldi
evsizlikten dağlarda ve ormanlarda yattı... Böyle olmaz diyenlerin
yanlışlıklarını gösterdi. O hep başaracağız, bunu da aşacağız anlayışıyla
hareket etti... Bu inanç kendisine büyük bir güveni ve coşkuyu kazandırırken
altındaki insanların da olumlu etkilenmesini beraberinde getirdi...
Baki,
militan yönetici insanın örneklerindendi. Hemen en küçük sorunda,
olanaksızlıkta morali bozulan, yukarıdan çözüm bekleyen bürokrat anlayışa
düşmandı... (...) özellikle gençlik hareketi içerisinde iken defalarca
gözaltına alınmış ve her seferinde düşmana direnerek, sır vermeyerek çıkmıştı.
Bu kez de böyle olacağından kimsenin şüphesi yoktu.
Baki,
aldığı tüm sorumluluklara karşın, memleketi olan Sivas'ta gerilla veya gerilla
komutanı olma arzusundan hiç vazgeçmedi. Sivas'a gitme ve gerilla olma düşünü
hep yaşattı. Bu düşü nedeniyle de bölgede en çok kır gerillasının darbe
yemesine üzüldü. Ege'de kır gerillasının yeniden yaratılması için köy
ilişkilerine çok önem verirdi. O, kır gerillasının ve kırların hareketimiz
açısından önemini kavramıştı...
Baki'yi
katledenler, yeni Baki'lerin doğmasını engelleyemezler. Onlar Baki'yi katlettiler,
ama yenemediler. Katletmeleri yenilgilerinin kanıtıdır. Ege'nin kentlerinde ve
dağlarında, tüm ülkede bayrağımızı dalgalandıracağız. Sen rahat uyu Baki
yoldaş, yoldaşlarımızın "Bayrağımız ülkenin her tarafında dalgalanacak..."
mesajı direnişinizle anlam kazanıyor ve bayrağımız daha yükseklerde dalgalanıyor.
(Baki
Erdoğan'ın özgeçmişi, 25 Ağustos 1993 tarihli 63 Nolu
Devrimci Sol Haber Bülteni'nden
alınmıştır.)
Hakkında
Daha Geniş Bilgi İçin...
Yoldaşları, yakınları Baki Erdoğanı Anlatıyor: